Kurban Bayramı

KURBAN BAYRAM
GÜNCEL KONULAR (4)

V. Doğan Günay
 
Merhabalar,
 
İslam dünyasında 12-15 Eylül 2016 arası (4 gün) kurban bayramıdır. Bugün ikinci günü. Okuyan herkesin bayramını kutlarım.

Her bayramda genelde iyi dilekler sunulur. Ben de sundum. Aşağı yukarı bir 40 yıldır bu iyi dileklerini sunduk durduk. Eskiden daha iyi bir dünya vardı. Şimdilerde özellikle İslam dünyasında Müslümanlar birbirini boğazlıyor. En büyük kanın aktığı yerler İslam dünyası. Sorun nerededir derseniz, çok şeyden söz edilebilir. İslam dünyası kendisini yenileyemedi. Batı dünyasına göre sürekli tüketici bir toplum durumuna dönüştü. Böyle olunca kimse İslam dünyasını dikkate almıyor.

İslam dünyası bu sefer "biz geçmişte ne büyük uygarlıktık", "batıya şunu da biz verdik, bunu da" türü geçmişle övünme durumları gündeme geliyor. İyi de her toplumun geçmişinde övünülecek de üzülecek de durumları olabilir. Önemli olan içinde yaşanılan yüzyılda insanlığa ne tür katkı sağlıyorsun, o önemlidir. Bu alanda birkaç ülke vardı. Maalesef onlar da İslam sarmalının içine katıldı. Atatürk'ün yolunu açtığı Türkiye'de artık "meleklerin erkek mi dişi mi" olduğu tartışılıyor. Ne kadar öğrenci imam-hatip lisesine gitti. Bununla övünülüyor. Bir bakan "bizde buluş olmaz, batının hizmet elemanı olabiliriz" diyebiliyor. Yani baştan "geri zekalı" olduğumuz türü bir yaklaşımla yola çıkıyoruz. Bizim gibi yönünü batıya çeviren Malezya, Mağrip ülkeleri (Fas, Tunus, Cezayir), biraz Pakistan vardı. Şu anda hepsi İslam terörü altında inim inim inliyor. Pakistan'ın başına Talibanı bela ettiler. Diğerlerinde El-Nusra, Boko Haram, El kaide, aklınıza ne gelirse değişik örgütler bu topluma bilimsel düşünme şansı vermez oldu.

İstesek de istemesek de İslam dünyası Hıristiyan dünyasına göre çok geridedir. Günümüzdeki tüm buluşlar batı toplumundan çıkmaktadır. Tüm terör durumları da ne acı ki İslam toplumlarında olmaktadır.

Bu başarısızlığın bir getirisi olarak daha fazla dine dönüş oluyor. "Biz Müslüman olduğumuz için"le başlayan birçok cümle kuruluyor. Ama kimse "yahu bu İslam dünyasının insanlığa, bilime şu yüzyılda ne tür katkısı var?" diye sormuyor. Biz çok iyiyiz de batı bizi engelliyor türü bir yakınma var.

Bir Suudi Arabistan'ı örnek alın. Allah'ın verdiği petrol olmasa açlığından ölür. Çok büyük petrol paralarını ne yapıyor? Amerikan firmalarını kurtarıyorlar. Çok görkemli bir yaşam sürüyorlar. Hatırlayın Kral güney Fransa'ya 10 günlüğüne tatile gitti. 3 uçak dolusu insan ve eşya geldi. Güney Fransa'nın önemli bölümü kapatıldı. Bunların hepsi para ile yapılıyor. Bir başka amaç ise vahhabi mezhebinin gelişmesi için bazı dinsel amaçlar için kullanıyor. Bütün terör örgütlerine Rabıta gibi örgütlerle destek sağlıyor. Bilime bir destek yok. Her Arab'a bedavadan maaş veriliyor. Günün birinde bu para bitecek.

Şu İslam dünyasından bir tanesi bilimsel gelişme için bir şey yapıyor mu? Tek Türkiye "muassır medeniyet seviyesi" diye bir hedef tutturmuştu. Sonrasında şimdilerde 2 milyon imam hatipli öğrencisi olmakla övünüyor. Televizyonlarda "Türkiye'de demokrasi gelişti. Artık rahatlıkla tarikatlardan konuşabiliyoruz" gibi çok büyük derinliği olan tartışma programları her akşam yayınlanıyor.
 
Dine dayalı bir düşünce yapısı ile dünyaya yön veren herhangi bir devlet olmuş mu? Olamaz. Çünkü din, öbür dünyaya yönelik amaçlar için vardır. Bir bakıma ölülerle ilgilidir. Onun için çok acımasız eleştirme yaparken din adamlarına "ölü sevici" derler.
 
İsrail'in din devleti olduğu düşünülebilir. Din çok güçlüdür ama İsrail'in başarısı bilime dayalıdır. Dünyadaki bilimde birçok buluşun bir ucu İsrail'i de ilgilendiriyor. Üniversiteler çok güçlü. Kimsenin derdi din değil. Dini yaşayan sokaktaki güruhu bilim dünyası fazla ilgilenmez. Bir ay televizyonları dikkatlice dinleyin. Yeni bir buluşun mutlaka birisi İsrail'deki bir üniversitede çıkıyor ya da İsrailli ortakla birlikte yapılıyor.
 
Bizim de üniversitelere bakınca gerçekten çok sorunlu. Artık bilimsel gelişme, dünyadaki "ilk 100 üniversite arasına girme" gibi bir dertleri yok. Dert nedir derseniz, bu üniversitede bizim tarikattan kaç kişi var. Bu bilgi daha önemli oluyor. Bir de, günümüzde Türk üniversiteleri  her türlü entrikanın çevrildiği bir yer durumuna gelmiştir. Gördük, FETÖ denilen örgüt yoluyla yurt dışında hayali dergilerde yayınlanan bir yazı ile bilim basamaklarını hızla çıkıyorlar. Bu bağlamda birinci elden duyduğum bir trajikomik bilgiyi aktarayım. Bir kişinin doçentlik dosyası geliyor. Hoca yazıları okurken bir makalenin çıktığı dergiyi merak ediyor ve internette bu dergiyi arıyor. SSCI'de vs arıyor. Hiçbir yerde böyle bir dergi adı göremiyor. YÖK'ü vs arıyor. Gerçekten böyle bir dergi adı yok. Hayali biri SSCI'de taranan bir dergi oluşturulup orada bir yazı çıkartılıyor.
Sonrası ne mi olur? Orası bana kalsın. Burası Türkiye, burada her şey mübah.

İnşallah 2017 yılındaki kurban bayramında hala ışıkçılar, Nakşiler, menzilciler, okuyucular, yazıcılar gibi tarikatlardan değil de Türk üniversitelerinin bilimdeki  başarılarını konuştuğumuz bir dönemde bayram kutlarız.
 
Herkese selam ve sevgiler.....

V. Doğan Günay
================================
Yayınlanma tarihi: 13 Eylül 2016

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

YÜZÜNDE GÖZ İZİ VAR, SANA KİM BAKTI YARİM?

TÜRKÇE BİR DÜNYA DİLİ OLABİLİR Mİ?

"KOR" FİLMİ ÜZERİNDE BİR DEĞERLENDİRME/ÇÖZÜMLEME