1 Eylül'ün önemi

DÜNYA BARIŞ GÜNÜ
GÜNCEL KONULAR (2)

V. Doğan Günay


1 Eylül dünya barış günüdür. Aynı zamanda benim de doğum günüdür. Doğum günümle barış gününün aynı gün olması nedeniyle, önceleri kendimle ilgili "barışsever bir kişi" ve "barış elçisi" ilan ederdim. Ama dünya o kadar kirlendi ki!!

"Bütün renkler aynı hızla kirleniyordu
Birinciliği beyaza verdiler.”
(Özdemir Asaf)

Artık birincilik verecekleri bir renk bulamayacaklar diye korkuyorum. Öyle bir dünya yaratıldı ki birinciliğin de bir anlamı kalmadı.
Her yıl iyi dilekler sunduk ama sonuç aynı kaldı. Bir şey yapmalı. Dilekler güzel de daha etkin olmalı. Ama yine de Nazım'ın dizeleriyle beklentilerimizi yazalım:

"Kapansın el kapıları, bir daha açılmasın,
yok edin insanın insana kulluğunu,
bu dâvet bizim...."
(Nazım Hikmet)
 
Acaba kula kul olmayı ne zaman bitirecek doğu toplumları? Belki de batının iki yüzlülüğü olduğu sürece bir şeyh yaratılıp onu kulluk eden yığınlarla bu topraklarda at koşturacaklar. Bu da batıyı kendi topraklarında mutlu hissetmelerini sağlayacak. Ya bizler, ya Ortadoğu'nun bahtsız toplumları? Onların kaderi sadece "pisi pisine" ölmek mi? Neden biz de daha mutlu bir dünyayı hak etmiyoruz? Bugün görevinden ayrılan içişleri bakanımızın döneminde olanlar sıralanıyor: 20'ye yakın büyük terör olayı olmuş. 600 güvenlik görevlisi, 500 vatandaş öldürülmüş. Biz bir haber olarak okuyup geçtik. Artık çok sıradan bir haber oldu, kanıksanan, okunmasa da olur denilen haberler arasına girdi "şu kadar kişinin öldüğü haberler". Hatta bu haber küçük yazılmıştı, Beşiktaş'ın yeni transferleri daha önemliydi. Bilir misiniz ölen candır. 1000, 1500, 2000 can ölüyor. senin gibi, benim gibi can ölüyor. Bugün dünya barış günü, daha nereye kadar barıştan söz edelim? Her gün şu kadar insanın öldüğü yerde barıştan söz etmek yalnızca bir fantezi değil mi? Gerçekle örtüşüyor mu sizce?
O zaman bir şey yapmalı. Barış için, huzur için ve daha güzel bir Türkiye, daha yaşanılır bir dünya için bir şey yapmalı.
 
sanki onlar hancı
halkına yabancı
biz ise kiracıyız da
evden atmalı
birisi oy peşinde
öteki rant işinde
kıyamet değilse bile
bişey kopmalı
bişey yapmalı
hey bişey yapmalı
hey bişey yapmalı
hey
 
Diğer yandan ne olursa olsun umudunu yitirmemeli insan. Yarınlara daha olumlu bakabilmeli.

Özgürlük ve barış
Tüm insanları özlemi olacak yarınlarda
Anam bacım kardeşim
Eşim dostum yandaşım
Daha daha mutluyuz yarınlarda
Ağlamak yok gülmek var
Düşmanlık yok dostluk var
Yarınlarda seni sevmek var
Yarınlarda mutlu günler var
Yarınlar benim yarınlar senin
Yarınlar onun yarınlar bizim
Mutluluk şarkısı tüm insanların
Gönlüne dolacak yarınlarda
Canım gülüm sevgilim
Balım dalım birtanem
Daha daha mutluyuz yarınlarda
(Ali Rıza Binboğa)
 
Umutlarımız olmasa geleceğe nasıl dayanırız. Belki bir ıhlamur çiçeğidir bizi geleceğe bağlayan:
 
Bak işte, notalar karıştı, ezgiler muhalif
Hava kurşun gibi ağır, yağmursa arsız
Ey benim alfabemdeki kadîm Elif
Ne güzellik, ne de tat var baharsız
Güzellikleri yaşamak için geleceğim sana
Geleceğim diyorum, biraz mühlet tanı bana
-Ihlamurlar çiçek açtığı zaman.
(Bahaeddin Karakoç)
 
Umudumuzu asla yitirmeyelim. Elde var hüzün değil elde var umut diyelim. Eğer umudumuzu da yitirsek yarının, yaşamın ve hatta bugünün bir anlamı olmaz.

Size yarınlarınızın güzel olacağı, barışın lafta kalmayacağı huzurlu ve mutlu günler dilerim.

===============

Yayınlanma tarihi: 01 Eylül 2016

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

YÜZÜNDE GÖZ İZİ VAR, SANA KİM BAKTI YARİM?

TÜRKÇE BİR DÜNYA DİLİ OLABİLİR Mİ?

"KOR" FİLMİ ÜZERİNDE BİR DEĞERLENDİRME/ÇÖZÜMLEME